30 Kasım 2010 Salı





bu resime bitityorum nedense bıcırda oturmuş gayet güzel poz veriyo her gördüğümde gülüyorum resime.kızım bıcırı çok seviyo e hali ile bıcırda onu seviyo duru nereye gitse arkasında he birde kedimiz var fındık

geçtiğimiz aylarda

İlk bahara yeni girdiğimiz güzel güneşli günlerin birinde atıverdik kendimizi papatyalar arasına

minik mucizemin minik elleri


           
                                    işte durunun eve geldiği ilk gün 1800 gr doğduktan 35 gün sonra


ayakları benim serçe parmağımın yarısı kadarcıktı kuzumun



nokta gibi bir burun minnacık bir dudak Allahın bir mucizesi işte

27 Kasım 2010 Cumartesi

Durunun doğum hikayesi

bugün biraz Duru dan bahsetmek istiyorum neden mucize meleğim olduğundan Duru 29 haftalık dünyaya geldi erken doğum yani minnacık prematüre bir bebek olarak gerçi ben hiç görmedim doğduğu gün ve ilerlereyn günlerde bunun ne kadar acı veren bir duygu olduğunu mutlaka tahmin edersiniz yavrunuzu doğuruyosunuz ama günlerce görmüyorsunuz nasıl neye benziyo kime benziyo kaşı gözü saçı nasıl diye düşünüp duruyorsunuz ben bu zaman aralığında hep dua ettim sağlıcakla hastaneden ve içinde bulunduğu o küvezden taburcu olması için günler sonra duruyu görmeye gittim heyecanla fakat kızımın küvezi odanın nerdeyse en arka tarafındaydı ve ben sadece minnacık ayak görebildim odaya girmek yasaktı doğal olarak seslendim konuştum ağladım kızımla sonra bir kıpırtı ile ayaklarını kaldırdı salladı belkide merak etme anneciğim yakında alacaksın beni kucağına demiştir kimbilir.ben hastaneden taburcu olduktan sonra bir başka hastenede yatmak zorunda kaldım yani yine kızımı göremeyecektim bu süre içesinde onu anne sütü gibi bir nimetten mahrum bırakamazdım 2 saatte bir süt sağıp dolaba koyuyodum toplanan sütleri eşim hergün kilometrelerce yol katederek kızımıza götürüyodu ben tedavimin ardından taburcu olur olmaz ilk işim kızımın yanına koşmak oldu aslında birazda zorla çıktım diyebilirim hasteneden dr resmen yalvardım artık iyiyim nolur bırakın gidiyim diye hatta bir defasında dr dan 2 saat izin istedim kızımı görmeye gidebilmek için her tarafımda serumlar bu arada tabikide alamadım iznimi.kızımı görmeye hergün öğlen gidiyodum hem süt sağıyodum hemde camın arkasından olsa onu seyrediyodum bu tarif edilemez bir duygu inanın dokunamamak koklayamamak ama olsun sağlıklı olsunda nasıl olsa eve cıkınca bol bol sarılıp öpüp koklardım doya doya bir gün yine kızımı ziyarete gittiğimde bana öğleden sonra kızınızı siz kendiniz besleyeceksiniz dediler yani beni odaya alıp kızımı kucağıma vereceklerdi o an nasıl olduğumu hatırlamıyorum ne saatler ne dakikalr geçmek bilmiyodu sonunda beklediğim an geldi odaya girdim ayagımda galoşlar üzerimde önlük ellerim dezenfekte edilerek yanındaydım günler sonra kızımın yanındaydım hemşire kucağına aldı bana verdi hadi al annesi kızını doyur bakalım dedi bide altını değiştir dedi o an kıpkırmızı oldum hatta belkide renkten renge girdim ellerim ayaklarım zangır zangır titriyor öylece kalakalmıştım kızım kucağımda sonra biberonla besledim o kadar miniktiki uyuyodu sürekli altını açtım değiştirirken kaka yaptı o anda üstündeki kıyafetide battı hemşire yeni kıyafetler verdi değiştir bakalım dedi kızını bu arada dr hemen yanımdaki küvezde yatan bebeğe bakıyo ama aynı zamanda çaktırmadan beni izliyodu kızımla yaklaşık yarım saat vakit geçirdim sonra odadan cıkardılar hiç bırakmak istemiyodum ve o günün sonunda tam hataneden cıkacakken dr bize kızımızı çıkarabileceğimizi taburcu edebileceğimizi söyledi 35 gün sonra kızımı alabilecektim evimize götürebilecektim o minnacık bedeni ile hayata sımsıkı sarıldı 1133 gr doğdu taburcu olduğunda 1800 gr dı şimdide minik tatlı bir cimcime

herkese merhabaaaaaa ben DURU artık yürüyorum hatta koşuyorum bile.



bu en sevdiği oyuncaklarından biri o halkarı takıp çıkarıyo ama bazen takamıyo ve sinirlenip kendini yerlere atıyo

sonbaharın son demlerinden güzel bir gün




Gectiğimiz günlerde havalar gayet güzeldi duru henüz daha yeni yeni adımlar atmaya başladı biraz dışarda bahçede yürüsün dedik maşallah baya baya bi yürüdü benim güzel kızım tabi şuanda gayet güzel yürüyo artık.çiçeği görünce nasıl sevindi ona evdeki çiçeğe dokunduğunda koparmamasını koklamasını öğretmiştim burnuma derinnnn bir ohhh çekerek hareket yapmıştım duru bu harekete bayıldı ve artık nerde çiçek göre anne diyip burnuna çeker kokuyu

26 Kasım 2010 Cuma

sürpriz sepetimiz







duruya sürpriz sepeti hazırladım içine portakal elma mandalina limon tarak pamuk nerden bulmuş bilmiyorum ama banyomuzdaki dolabımızın cekmece kolu renkli ojeler göz dinlendirme jeli önce meyveleri tek tek ısırıp bıraktı sonra çekmece kolunu bir gzel ısırıp test etti pamuğu eline aldığında çok şaşırdım çünkü alıp yüzüne sürdü göz jelinide gözlerine takmaya uğraştı annesinin kızı dedikleri bu olsa gerek heralde.

renkli kitabımız


bu kitabı duru daha çok küçükken bir marketten almıştım içerisinde 5 sayfa var her sayfada 1 renk ve o renge ait nesneler var bunun sayesinde renkleri öğrendi diyebilirim favori kitabımızdır aynı zamanda.burda kırmızı kelebeği gösteriyo

eşleştirme kartları




eşleştirme kartları ile ilk tanışmamız bu kartları http://www.montessoriforeveryone.com/Cultural-Materials_ep_61-1.html
sitesinden cıktısını alıp kesip kartona yapıştırdım duru çok eğlendi kartların eşlerini bulduğunda hatta ben birde şöyle birşey yaptım elma portakal ve limonuda meyve olarak koydum kartın eşini değilde elime elma kartını aldım ve elma nerde dediğimde yerdeki elmayı alıp bana uzatması pek uzun sürmedi ve tabi ordanda hooppp bir ısırık almak için ağıza atıldı elmalar.


duru ben elimdeki kartı gösterdiğimde önce uzunca baktı sonra yerdeki kartlara ve meyvelere baktı sonra tekrar benim elimdeki karta bakıp istediğim nesneyi eline aldı.

kaptan kaba aktarmaca




dün akşam bir avuç arpa şehriyeyi bardağa koydum diğer bardak boş duru dolu bardaktaki arpaları boş bardağa doldurdu hemde tek tek ve itina ile hoooppp ooppp diyede söylendi arpaları atarken sanırım bu oyunu çok sevdi uzunca bir süre oynadı çünkü


25 Kasım 2010 Perşembe


Kankim Derin ile birlikte müzik yapıyoruz.
25 Kasım 2010 bugün başladım bu blogu yazmaya sana belkide bir hatıra bırakmak adına canım kızım mucize meleğim Duru prensesim

İyiki doğdun mucize meleğim....

29 Ağustos 2009 bir yaz sabahıydı dünyaya merhaba dediğinde daha çok uzun zaman vardı oysaki gelmen için
erkendi hemde çok erken…
Apar topar seni almak istediklerinde içimden o buz gibi odaya gözlerimde yaş ve dudağımda
tek bir cümle ile girdim LÜTFEN KIZIMI YAŞATIN
Gözlerimi açtığımda bedenimin her yanında kablolar vardı ve gözlerimde yaşlarla KIZIM
YAŞIYORMU diye sordum ilk önce
Hayal meyal hatırlıyorum kızın yaşıyor merak etme diyenleri hiçbirine inanmıyorum çünkü KIZIM
yanımda değildi diğer annelerin yanındaydı oysaki..
Baban geliyor yanıma buğulu gözlerle Karıcım Kızımızın yanından geliyorum çok tatlı ufacık
kapkara saçları var boyuda senın gibi uzun boylu olacak belli diyor ve eliyle işaret ediyor bu kadar
boyu diye…
O an inanıyorum kızımın yaşadığına ve oan kapıyorum gözlerimi tatlı huzurlu mutlu bir uykuya
Küçücük bir küvezin içinde günlerce yaşam savaşı verdin o minnacık bedeninle günler sonra
ilk karşılaşmamız seni ilk görüşüm bir odada bir sürü küvez hemşire işte şu arkada olan sizin
kızınız diyor uzakta göremiyorum yüzünü ama sesleniyorum sana kızımm canımm herşeyim
bak ben geldim annen geldi diyorum ve o an o minnacık ayağını havaya kaldırıyosun kablolar
takılıydı bedenınde küçücük bedeninde ne işi vardıki onların ama sende hissettin annenin geldiğini
bana selam verdin..
günlerce acı ve hasret ile gözyaşları ve dualarım ile bekledim seni.
ve seninle ilk buluşmamız seni bu kadar yakından ilk görüşüm yanına aldılar beni hadi bakalım
annesi değiştir bakalım kızının altını dediler inanamadım o an nasıl anlatılır bilmiyorum
kalbim fırlayacaktı yerinden ellerim kan ter içindeydi zangır zangır titriyodum yanına geldiğimde
allahım bu benim kızım mı diyordum gözlerimde yaşlarla…
çok miniktin küçük bir serçe gibiydi bedenin pamuk gibiydi tenin dokunmaya kıyılmazdı bu bedene
boğazımda bir şeyler düğümlendi sadece seni seyrettim ilk defa bu kadar yakından.
o günün sonunda kızınız taburcu dedilerr inanamıyoruz babanla birlikte sevinçten deliye dönüyoruz.
belliki artık o küvezin içinde durmak istemiyordun bende seni orda bırakmak istemiyordum artık
seni ilk kez taburcu olduğun gün kucağıma alıyorum yani tam doğduktan 32 gün sonra
ellerim titriyor heyecandan bu nasıl bir duygudur bu nasıl bir
MUCİZEDİR YARABBİM
senin adın MUCİZE aslında
Mucizemissin bizim
Yaşam kaynağımız
hayat ilacımız
Cennet kokulu meyvemiz
O minnnacık bedeninle gösterdin hepimize yaşama nasıl sıkı sıkı tutulacağını
benim minik Mucizem
DURU kızım
Çok zor günler geçirdik seninle hastane köşelerinde allahım beterinden saklasın geldi geçti bitti
sonunda kavuştukya birbirimize
Güzel gözlü KIZIMMM
gözlerini dünyaya açtığın gün öğrendin bu hayatın ne kadar zor olduğunu ama hepimizede gösterdin
Hayat zorda olsa onu yeneceğini ve hayatın yaşamaya değer olduğunu
İyiki geldin erkende olsa iyiki geldin Mucize meleğim….
boğazım düğümleniyor gözlerimden yaşlar boşalıyor şuan yaşanan onca acı hüzün kötü günler
nasılda geride hemde çok geride kalmış meğersem 1 yıl olmuş sen dünyaya MERHABA diyeli
ALLAHIM ŞÜKÜRLER OLSUN SENİ BANA BENİ SANA ve HER İKİMİZİ BİRDEN BABANA
BAĞIŞLADIĞI İÇİN
İYİKİ DOĞDUN MUCİZE MELEĞİM
İYİKİ DOĞDUN CENNET KOKULUM
İYİKİ DOĞDUN KINALI KUZUM
ÖMRÜN UZUN SAĞLIKLI MUTLU OLSUN….
CANIMIN CANI ÖMRÜM KIZIM